22 Temmuz 2011 Cuma

Işıl Alben'in Unutulmaz Sözleri





Sürünsem, hiçbir takımdan teklif almasam bile Fenerbahçe formasını giymem






Kupalara ambargo koymadan başka bir formayı taşımak almış olduğum mirasa ve içimdeki Galatasaraylılık inancına zaten uygun düşmezdi




Söylencek çok fazla bişey yok. Herşeyden önce bize inançlarını desteklerini "bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan taraftarımıza" bize inanan bütün herkese çok teşekkür ediyoruz. Biz hakettiğimizin peşindeyiz






# Kendimi bildim bileli Galatasaray'lıyım




# Futbolcu olsam, onu da çok iyi yapardım




# Türkiye’de şampiyonluk yaşayacaksam bu Galatasaray forması altında olmalı




20.45’leri iyi bilirim




#  Her şeyin başlangıcında olduğu gibi, orasının da başlangıcı zordur




En iyi maçımı oynamadım herhalde, bu daha önce de aklıma geldi. Bu sene şampiyonluğu hedefliyoruz. Şampiyonluğa ulaştığımız maç belki de en iyi maçım olur




# Şuan hayatımda başka bir bölümdeyim..........Bu sene ise yeteneğimi, tecrübemi ve en önemlisi yüreğimi birleştirerek bizden beklenen ve hedeflediğimiz başarıları elde etmek istiyorum. Bütün kupaları almak. Daha azı Galatasaray olarak bizi tatmin etmez. Sporcular bizde, yetenek ve tecrübe bizde, profesyonel bir yönetici takımı da bizde. Neden daha azı ile yetinelim?






Galatasaray’dan teklif gelince neredeyse hiç düşünmeden kabul ettim. Hatta transfer görüşmesine menejerim Gözde ile arabada Galatasaray marşları dinleyerek gittik.




 Galatasaray’a şampiyonluk yaşamak için geldim, yaşamadan da gitmeyi düşünmüyorum






#  Bana dayım Galatasaraylılığı Metin Oktay felsefesiyle öğretti 




Fenerbahçe’ye giden Emre Belözoğlu gibi düşünemem.






Takım arkadaşım Sophia’ya Galatasaray marşları öğrettim




Yakın çevrem Galatasaray atkısı ve beresini giyince başka bir insan olduğumu söylüyor



Galatasaray M.P 63 - 60 Fenerbahçe | 2011 Spor Toto Bayanlar Türkiye Şampiyonası Yarı Finali

















20 Temmuz 2011 Çarşamba

Işıl Alben'in 2009'da Fcn'ye verdiği özel röportaj

 





Biz sorduk kaptan yanıtladı, kaptan yanıtladı FCN Blog olarakta yayınladık. Daha önce yapmış olduğumuz röportajlar serisine bir yenisini daha ekledik. Barış ÇAMUR imzasıyla yapılan röportajdan işte IŞIL ALBEN


Nerden geliyor bu Galatasaray ruhu? Oyuncu değil taraftar gibisin maçlarda diyerekten başlayalım..


- Ben kendimi bildim bileli ailemiz Galatasaraylı. Küçüklüğümden beri Ali Sami Yen'de büyüdüm ben, dayım beni maçlara götürüyordu.

Neden 10 numara? Senin nasıl bir Galatasaraylı olduğunu biliyoruz.. Metin Oktay, Hagi gibi efsanelerin etkisi varmı?

- Ben zaten futbol oynamayı seviyordum. Çocukken futbol oynarken orada hep 10 numarayı giyiyordum. Ama bu konuda ilginç bir anım oldu. İst. Üniversitesi'nde oynarken 5 numarayı verdiler. Tabii o zaman karşı çıkamıyorsun ben 10 numarayı istiyorum diye. Elbette her Galatasaraylı gibi Metin Oktay ve Hagi hayranlığım var. Bir gün spor çantamı takside unuttum. Zaten sonrasında 10 numarayı giyermisin dediler, bende giyerim dedim. 

Futbol oynadığını biliyoruz, ailen basketbola yöneltti daha sonra.. Ailenin etkisi olmasaydı yine futbolda devam mı edicektin?

- Küçükken futbol oynamaktan daha fazla keyif alıyordum. İzlemekten ve oynamaktan çok zevk alıyordum. Ama herhalde ailem karışmasaydı ben futbola daha yakın olacağımı düşünüyordum ama bir şekilde elbette bayan basketboluna kayardım.

Botaş'taki günlerini anlatırmısın? Farklı yerler, farklı kültürler..

- Ben orada bir sene kaldım. Ama oraya gitme amacımda basketbol amacıyla gitmişti. Hayatım tamamen basketbol üzerine kurulu bir yaşamdı. Zaten inanılmaz ağır bir antreman temposu var. Günde 7,8 saat antreman yaptığımı biliyorum. Günler genelde antreman uyku, antreman uyku ve maçlar olarak geçti. Benim için çok önemli bir seneydi, geçiş dönemiydi. Ya hedeflerime ulaşıcaktım yada ulaşamıcaktım. Ama çok güzel bir sene geçti benim için.. Antrenörümüz Ceyhun Yıldızoğlu'nunda büyük bir emeği var. Güzeldi yani Adana..

Galatasaray'dan teklif gelince neler hissettin? Sonuçta sen bir Galatasaray aşığısın..

- Ben G.Saray'a gelmeden evel İspanya'da bir takımla anlaşmıştım. Galatasaray teklif yapmadan evel bana.. Artık imza aşamasına gelmiştim. Mihriban abla beni aradı "Galatasaray'a gelirmisin?" dedi. İnanılmaz mutlu oldum, heyecanlandım. O anda "iyi ki imza atmadım" dedim çünkü o akşam imza atacaktım İspanya takımıyla.. Hiç düşünmeden zaten inanılmaz bir mutluluk, inanılmaz bir heyecanla, inanılmaz bir gururla imza attım :-)

Fenerbahçeden teklif gelirse peki?

- Çok net bir cevap vermiştim ben bu soruya.. Bu soruyla sık sık karşılaşıyorum.. Daha önce teklif geldiği zamanlarda oldu. Ben hiç böyle bir şey düşünmedim. Zaten bana ters geliyor, sonuçta profesyonel sporcularız tamam ama sonuçta benim gönül verdiğim renkler ortada.. Sarı-Kırmızıya gönül vermişim ben buda devam edecek.

Aziz Yıldırım'ın "istediğin parayı sen yaz" dediği söyleniyor.. Doğru mu?

- Bu şeyler bizimle değil menajerlerimizle konuşuluyor. Bana hiç bir şekilde yüzyüze birşey söylemedi, kendisiyle tanışıklığımızda yok. Para falan çok önemli değil, paradan daha değerli şeylerde var bu hayatta. Bunların en başında Galatasaray geliyor. Parayla pulla alıncak birşey değil bu o yüzden onlar ne teklif yapmışlar, yapmamışlar hiç önemli değil, zaten bu saatten sonrada teklif geleceğini zannetmiyorum =))

Genç yaşta müthiş bir kariyer.. Yurtdışında hedefin varmı?

- Yurtdışında oynamak istiyorum ama Galatasaray formasını taşıdıktan sonra başka bir forma taşımak çok zor.. Hedeflerim neler önce Avrupa Kupası diyordum geçen sene şimdiki hedef Euroleague şampiyonluğu.. Gönül ister ki bu forma altında olsun..

Rusyadan geçen sene ciddi teklifler gelmiş.. Yazılanlar böyleydi "Işıl gidicek, Işıl ayrılacak" ama biz biliyorduk gitmeyeceğini... Doğrumudur peki bunlar? Ruslar 4,5 kat fiyat teklif gelmiş..

- Geçen sene benim aklımdan geçmedi hiç Galatasaray'dan ayrılmak.. Evet, teklifler geldi Rusya'dan 2 takımdan ve Avrupa'dan bir çok takımdan.. Halada geliyor.


H.Şükür'ün bir sözü vardı "Biz profesyoneliz evet ama o kadarda profesyonel değiliz" Emre var karşında birde Arda'nın "deplasmana giderim" dediği var. Seninde "sürünsemde gitmem" dediğini biliyoruz. Sen neler diyorsun peki bu konuda?

- İnsanlara saygı duymak gerekir. Herkes kendi hayatlarını kendileri seçiyor ve kendileri yaşıyor. Bende geçen yaz bu dönemlere yakın bir zamandasürünsemde gitmem dedim. Benim ağzımdan söz bir kere çıkar.

Galatasaray taraftarı seni çok seviyor ama, bir sürü Fbahçeli basketbolsever var fakat onlar seni pek sevmiyor. Bu konu seni düşündürüyormu?

- Düşündürmüyor sonuçta ben Galatasaraylıyım ve Galatasaray t-shirtini giymek bile huzur veriyor bana. Onlar ne düşünmüş, ne düşünmemiş beni hiç mi hiç düşündürmüyor. Herkesin düşüncesine saygı duyuyorum ama benim için pek fazla önemli değil. Hiç kimseden ve hiç bir şeyden çekinmiyorum.




Taranto maçında son dakikalarda fark bir ara 4e falan düştü.. Kalan dakika 4, farkta 4.. Rakip inanılmaz bir dirençle oynuyor.. Hiç düşündün mü buraya kadar diye?

- Oynadığımız rakip Avrupa'da inanılmaz iyi bir takımdı. Çok kaliteli yıldızları vardı ve çok disiplinli oynuyorlardı. Çok güçlü bir rakipti.. Ama bilmiyorum yani enteresan bir şekilde o maçı kaybediceğimizi düşünmedim, düşünmüyorduk. Biz hep dedik "O kupa geldiyse buraya burada kalıcak bizden başka kimse alamaz" Hiç öyle bir düşünce geçmedi aklımdan kaybedicez diyerek, hep kazanıcaz diye düşündüm ve kazandık..

Taranto'da Galatasaray taraftarlarını gördünüz bir ekip vardı sizinle gelen.. Sonuçta Şahenkte boş salonlara oynuyorsunuz, deplasmanda daha dolu oluyor.. 

- Biz zaten hiç bir deplasmanda yalnız kalmadık. Heryerde, en uzak deplasmandan tutun, en yakın deplasmana kadar her zaman arkamızda taraftarımız oldu, bizimle geldi. Biz o maçta soyunma odasında konuşurken en sonunda "Buraya gelen taraftar için kazanalım" dedik. Deplasmanda zor şartlar altında kalıyorsunuz ve sahaya çıktığınızda o insanları görmek size müthiş bir enerji veriyor.

Marina'nın attığı bir üçlük vardı fark 4'ken 7'e çıktı. Hepinizi ateşledi belkide zaten bize maçı getiren üçlüktü belkide..

- Biz deplasmanda kaybettiğimiz maçı kendi hatalarımızdan ötürü kaybettik. Maçtan koptuk, hatalar yaptık.. Buradaki maçta az daha yine kendi hatalarımızdan kaybediyorduk. Ben kendi adıma söylüyeyim inanılmaz rahattım. Fark 2 sayıykende rahattım, 12 sayıykende rahattım.. Biz savunma yaparken rakibin takımın guardları birbirine düştü. Birisi sen topu al diyor, öbürü sen topu al diyor.. Topu birbirine atan insanlar oldu sahada bir anda, Seimone topu kaptı zaten ben o anda maçı aldık dedim. Çünkü rakibi sindirdik.. 

FBahçe ekibinden "Galatasaray kupayı aldı ama biz onlardan daha büyük bir iş yaptık EL'de çeyrek final oynadık". Hatırlarsan futbolda Aziz Yıldırım'da UEFA CUP için geçtiğimiz senelerde "tesadüf" demişti.. Sanki biraz buna benziyor gibi.. Biz bu senaryoları daha önce gördük gibi.. Peki sen neler diyeceksin?

- İnanılmaz bir rekabet var ortada ve hiç bir şekilde inkar edilemez çok büyük bir başarımız var. Çünkü bugüne kadar Bayan basketbolunda gerek Milli takımlar seviyesinde, gerek kulüpler seviyesinde olsun bir çok takım bu kupa uğruna mücadele etti ancak başarılı olamadılar. Tabii ki biz bir ilki başardığımız için çok mutluyuz. İyi ki başarmışız =)) Bu yeter zaten bence =)) 
Kıskançlık yada çekememezlik dememiz pek doğru olmaz ama yıllarca bu kupa uğruna mücadele verdikleri ve başaramadıkları için, biz başardığımız için galiba birşeyler kalmış =))


Dinamo karşısında ilk maçta 14 sayılık fark yemiştik bizlerde güvenmemize rağmen, inanmamıza rağmen endişeleniyorduk.. Hele hele ilk yarıda 5 sayıda fark yememiz sonrasında "Buraya kadar mı?" dedik. Ama öyle bir geri dönüş yaptınız ki.. Önce Dinamo Kurk ile başlayalım C.B.Taranto maçıyla devam edelim.. Yarı final, final ve sonrasında kupa! Nasıldı senin için kupa?

- İnanılmazdı, olağan üstüydü. İlk maçta 14 sayılık fark yemiştik ve önemli bir farktı gerçekten.. Soyunma odasında öyle bir ortam vardıki haydi kızlar biz bunları yeneriz her periyot 4 sayı atıcaz dedik. O dakikadan itibaren inanılmaz inandık. Devrede 21 sayı fark atmamız gerekiyordu toplamda turu geçmek için.. Sahaya çıktığımızda inanılmaz bir sessizlik vardı üçüncü periyot öncesinde.. Hiç kimsenin inanmadığını, daha doğrusu inandığını ama çok zor olduğunu, nasıl yapıcaz diye düşündüklerini gördük. Devreye başlarkende toplandık ve "BU BİZİM KUPAMIZ" dedik. Çıktık oynadık. Avrupa'da yarı final oynuyorsunuz ve bir devrede yediğiniz sayı 11. Bu bir rekor sanırım.. Orada tabii sadece bizim değil orada inanılmaz bir atmosfer vardı. Hepimiz için unutulmaz bir maç yaşandı.

Hedefin Avrupa Kupası'ydı.. Bunuda gerçekleştirdin. "Misyonumu tamamladım" diyip gidicekmisin yoksa ölene kadar buradayım mı diyorsun?

- Ben ölene kadar Galatasaray forması giymek isterim. Misyonumu tamamladım gidiyorum diyemem.. Galatasaray'dan ayrılmak çok zor olur benim için.. Avrupa hayalimde var bu doğrudur ama Galatasaray zaten Avrupa'lı bir takım.. Avrupa'da söz sahibi olan bir takım.. Ama elbette ülkemi ve Galatasaray'ı Avrupa'da temsil etmek isterim. Ama ben inanılmaz mutluyum, inanılmaz mutluyum. Deplasmana giderken bile giydiğimiz tshirtlerden ben mutluluk duyuyorum, huzur veriyor. Benim isteğim ömür boyu Galatasaray forması taşımak zaten dediğim gibi bu saatten sonra Galatasaray forması giymek çok zor olacaktır.

Boş salonlarda oynamak sizi nasıl etkiliyor? Siz kendi seslerinizi duyuyorsunuz adeta..

- Taraftar basketbolda özellikle bayan basketbolda inanılmaz bir güç.. Bunu zaten en son finalde gördük.. Biz o maçı gerçekten taraftarımızın gücüyle aldık.. Bu sene çok fazla boş tribüne oynamadık tabii ki beklentilerin altında oldu ama bu sene biraz daha iyiye gidiyoruz bence.. Galatasaray taraftarı olması gereken heryerde olmuştur bugüne kadar.. Ben bugünden sonra bizleri daha çok destekleyeceklerini umuyorum.. Biz zaten taraftar desteğini arkamıza aldıktan sonra her takımı yenebileceğimizi düşünüyorum.



Seimone ile birlikte oynamak, onunla aynı arma altında olmak..

- Aslında basketbolun öncesinde çok iyi bir insan, çok uyumlu bir insan.. Onunla oynamak çok büyük bir keyif.. Taşıdığı formanın hakkını gerçekten çok iyi veriyor, kendiside Galatasaray'ı seviyor.

Maç sonrasında yapılan bir sevinç vardı.. Biz tribünde "Teker teker geçiyoruz turları, Avrupa'da alacağız/aldık kupayı" gibisinden bir tezahüratla benzettik final maçı sonrasında.. Seimone hepinizi yumrukladı sizi devirdi en sonunda kendisi devrildi.

- Biz Yaso'yla (Yasemin Horasan) otururken bir futbol maçı vardı. Maç sonunda o tip bir sevinç vardı o an onu gördüğümüz anda.. Keşke dedik Seimone son sayıyı atsa maçı kazansak, maç bitse Seimone'un üstüne koşsak hepimizi devirsek.. Sizin benzetmenizde çok iyi olmuş ama onun ana fikri... Seimone yani =))

Taranto maçında sakatlandın ondan sonra ayağında bandajla geldin bir periyot sonra..

- Baldırıma inanılmaz bir kramp girdi. O kramp girdiği anda bende yıkıldım, adım atmam mümkün olmuyor. Kalkamadım o anda.. Zerrin Abla (Zerrin Hatacıklıoğlu) birşeyler yaptı =)) 
Ayağa kalktım yürürken acı hissettim ama, koşarken oynarken hiç acı hissetmedim. Time-outlarda, yürürken falan inanılmaz bir acı vardı ayağımda.. Oynarken hiç acı hissetmedim.. Maç bittikten sonrada yere bıraktım kendimi zaten..


Işıl bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim..
Galatasaray forması altında uzun yıllar görmek ve tekrar görüşmek dileğiyle..


- Asıl ben teşekkür ederim sizlere, tüm gününüzü ayırdığınız için.. İnşallah bu formayı uzun yıllar giymek bana nasip olur..

Kaynak : FCN BLOG

Fiba Eurocup Women 2009 Winner








2005 U-20 Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonası



8 Maç
30 Dakika
17 Sayı
5.5 Ribaund (3.3 def./2.3 hüc.)
5.1 Asist
4.5 Top Çalma


# Işıl Alben, yakaladığı bu ortolamalarla 4 alanda da takımında 1.sıradaydı.


Işıl Alben, yakaladığı 5.1 asist ve 4.5 top çalma ortalamalarıyla 2 alandada turnuvada 1.sırada yer aldı.